Sabahattin Ali Değirmen Kitabı Konusu
Bu aralar okuduklarım içinde beni en çok etkileyenlerden birisi de Sabahattin Ali’nin ‘Değirmen’ adlı eseri oldu.
Kim ne derse desin Sabahattin Ali benim içimde tatsız, tarifi kemiksiz bir yaradır. Şaibeli ölümü ve genç bir yeteneğin yok oluşu hem sinirlerime dokunur. Yaşasaydı biz daha nasıl öykünün, okumanın tadına varırdık diye düşünmeden edemiyorum. Neleri kaybetmedik ki Sabahattin Ali deyince bir sükunette boğulmayayım…
Okuduğum eser de Sabahattin Ali ‘beğenmediğim öykülere de yer verdim’ diyor ama bunlar beğenmediğin öyküler ise ey yazar diyorum ve susuyorum. Öyküleri genellikle kısa kısa yani her gün bir öykü için 10 veya 15 dakikanızı ayırarak çok rahatlıkla kafanızı boşaltabileceğiniz bir eser. Eğer ki bir kitap kurduysanız o zaman bir saatte bitirebileceğiniz bir kitaptır.
SABAHATTİN ALİ Değirmen Kitabı içeriği :
Sabahattin Ali Değirmen Kitabı Konusu, Kitap asıl adını içinde yer alan derin bir öyküden alıyor. Derin bir öykü derken okumasam mı acaba içimin acımasına dayanabilir miyim, yalnızım ağlasam da gören yok diyerek iç sesinizle zıtlaştığınız türden bir öykü. Aslına bakılırsa içinde yer alan bütün öykülerini anlatmaktan ziyade okumanızı isterim. Sabahattin Ali’nin tasviri mükemmel anlatımı, kitaba elinizi uzatsanız dokunacakmış hissi ne bilim bir su sesini anlatırken ki suyun sesini duyuşunuz şüphesiz ki tüm eserlerinde kolaylıkla barınıyor. Sıkılmadan, keyifle, kahvenize dost bir eser diye düşünüyorum. Sizin görüşünüz ne doğrultu da yazar mısınız:) okumakla kalın, esen kalın 🙂